Erkek üreme sisteminin bir parçası olan prostat, ceviz büyüklüğünde, mesanenin altında yerleşmiş üreme faaliyetlerine yönelik çeşitli salgılar üreten bir salgı bezidir. Prostat bezindeki hücrelerin kontrolsüz ve anormal şekilde büyümesiyle oluşan prostat kanseri, erkeklerde en sık görülen kanser türlerinden biridir. Erkeklerde genellikle ileri yaşlarda ortaya çıkan kanserli hücreler, prostat içine yayılır.
Her 5-6 erkekten birinin hayatı boyunca karşılaşma riski bulunan prostat kanseri, kansere bağlı ölümlerde ikinci sırada yer alıyor. Genellikle başlangıçta yavaş bir düzeyde ilerleyen ve ciddi belirtiler vermeyen prostat kanserinin erken tanı ve tedavisi önemlidir. Her erkeğin 40 yaşından itibaren yıllık prostat muayenesini yaptırmaları yararlı olacaktır.
Tümör erken fark edildiğinde tedavide başarı oranı daha yüksektir. Tedavide geç kalındığında hastalarda idrar yapmayla ilgili problemler meydana gelir. Bazı vakalarda kanserli hücreler prostat içinde sınırlı kalmayıp çevredeki dokulara yayılabilir. İstenmeyen sonuçlara yol açabilir
Prostat kanserinde “yaş, ırk, çevresel, genetik özellikler, beslenme ve aile öyküsü” gibi risk faktörleri dikkat çekiyor. “Sinsi” bir özelliğe sahip prostat kanserinin belirtileri, hastalığın seyrine bağlı olarak kendisini hissettirir. Prostat kanseri semptomları şu şekilde sıralanabilir:
Prostat kanseri yayılım şekline bağlı olarak evrelere ayrılır. Evreleme işleminde tümörün lenf bezleri, kemikleri, mesane ya da rektum gibi çevre dokulara yayılıp yayılmadığına bakılır. Tümörün derecesini yansıtan kriterlerden biri de kanser hücrelerinin çoğalma ve yayılım hızını yansıtan Gleason Sistemi’dir. Ayrıca prostat kanseri aşamalarını tespit etmek için Prostata Özgü Antijen (PSA) testi yapılır. PSA düzeyi kişide alınan kan örneği ile belirlenir. Kan değerlerinin referans aralığından daha yüksek çıkması prostat enfeksiyonu, prostat bezinde büyüme ya da prostat kanseri bulgularını gösterir. Prostat kanserinin evreleri şunlar: